Paralarda Sahtecilik

1. (a) 5237 sayılı (Yeni) T.C.K. madde 197/1: 2 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve (52. madde

gözetilerek) 5 günden 10.000 güne kadar adli para cezası.

(b) 765 sayılı T.C. K. madde 316/1: 3 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 1000 liradan 10.000 liraya

kadar ağır para cezası (19. madde ile 3506 ve 4421 sayılı Kanunlarda öngörüler artış oranı uygulanır).

Her iki madde de “para” nın ulusal veya yabancı ülke parası olması arasında fark

gözetilmemiştir. Ancak, “parada sahtecilik” diğer deyimiyle “kalpazanlık” suçunun işlenebilmesi

için ulusal paranın Ülkemizde ve yabancı paranın ülkesinde yasal olarak dolaşımda (tedavülde)

bulunması gereklidir.

5237 sayılı Kanunun 197/1. maddesi, madeni veya kağıt para ayrımı yapmaksızın, bu iki

para türünü de içermektedir. 765 sayılı Kanunun 316/1. maddesi bakımından ise para, yalnızca

madeni paradır. Kağıt para, aynı Kanunun 331. maddesinde tanımlanan kamu değeri kağıtları

kapsamında yer almaktadır. Anılan maddenin yollamasıyla “para” olarak hüküm ifade eder.

5237 sayılı Kanunun 197/l. maddesiyle 765 sayılı Kanunun 316/1. maddesi gereğince

paradaki sahteciliğin kandırıcılık yeteneğinin bulunması gerekir. Ancak; 765 sayılı Kanun

“kandırıcılık yeteneği” ile “sürüm yeteneği”ni birbirinden farklı kavramlar olarak benimsediği halde,

5237 sayılı Kanun “Kandırıcılık yeteneği “ ile “sürüm yeteneği” ayırımına yer vermemiştir.

Kandırıcılık ve sürüm yetenekleri aynı anlamda kullanılmakta olup eşdeğerdir. Bu nedenledir ki 5237

sayılı Kanunda 765 sayılı Kanunun 321. maddesinin karşılığı bir hüküm yoktur.

5237 sayılı Kanunun 197/1. maddesinin maddi öğesi; yasal olarak dolaşımda bulunan ulusal

veya yabancı ülke parasını sahte olarak üretmek, sürmek amacıyla nakletmek, muhafaza etmek

veya dolaşıma sürmek (tedavüle koymak)tır. Üretmek sözcüğünün, taklit ve tağyiri kapsadığında

kuşku yoktur.

765 sayılı Kanunun 316/1. maddesinin bir ve ikinci bentlerindeki taklit, tağyir yerine 5237

sayısı Kanunun 197/1. maddesinde üretmek sözcüğü kullanılmıştır.

765 sayılı Kanunun 316/1. maddesinin üçüncü ve dördüncü bentlerindeki; sahte paraları

ülkeye sokmak, saklamak, dolaşıma sürmek , almak eylemlerinin “taklit veya tağyir eden kişi veya

aracısıyla anlaşarak” işlenmesi koşuluna, 5237 sayılı Kanunda yer verilmemiştir. Anılan Kanunun

197/1. maddesindeki suçun oluşması için, fıkra metninde sayılan seçimlik hareketlerden birisinin

yapılması yeterlidir. Üreten kişi veya aracısıyla anlaşma durumunda sorun 5237 sayılı Kanunun “suça

katılmayı” düzenleyen 37- 40. maddeleri ışığında çözümlenmeli ve üreten ile üretenin aracısı veya

bunlarla anlaşanlar hakkında hakim, aynı Kanunun 61. maddesindeki ölçütlere göre gerekçesini

açıklayıp temel cezaları belirlemelidir.

5237 sayılı Kanunun 197/1. maddesindeki suçun manevi öğesi;

Maddede tanımlanın suçun gerçekleşebilmesi için genel kastın bulunması gereklidir.

Dolaşımdaki paranın sahte olarak üretilmesi, sahte olduğunu bilerek ülkeye sokmak, nakletmek,

muhafaza etmek veya dolaşıma sürmek bilinç ve iradesidir.

_______________________________________________________________________________________________

2. (a) 5237 sayılı (Yeni) T.C.K. madde 197/2: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve (52. madde

gözetilerek) 5 günden 730 güne kadar adli para cezası.

(b) 765 sayılı T.C.K. madde 318: Kanunun 316 ve 317. maddelerindeki cezalar üçte

birden yarıya kadar indirilerek hükmolunur.

İki madde arasındaki tek ortak nokta; sanığın sahte parayı, bu niteliğini bilerek almasıdır.

765 sayılı Kanunun 318. maddesinin uygulanabilmesi için sanığın,(a)sahte parayı üretme

suçuna katılmamış ve üreten veya aracısıyla anlaşmamış bulunması ve (b) sahte parayı dolaşıma

koymak üzere ülkeye sokması, satın alması, kabul etmesi, saklaması veya herhangi bir biçimde

dolaşıma sürmesi gerekir.

5237 sayılı Kanunun 197/2. maddesinde bu koşullar yoktur. Sahte paranın üretenden,

aracıdan veya bunlar dışında bir kişiden alınması arasında fark gözetilmemiştir. Sahte parayı veren

yönünden eylem dolaşıma sürmektir. Madde bu düzenlemeyle; sahte paranın dolaşıma sürülmesini

önlemek istemiş, yalnızca “sahteliğini bilerek kabul etmeyi” yaptırıma bağlamıştır.

Sahte parayı üretenin eylemine ortak olmak, üreten veya aracısıyla anlaşmak; (maddenin

birinci fıkrasıyla ilgili açıklamada belirtildiği gibi) 5237 sayılı Kanunun 37-40. maddelerine göre

çözümlenmelidir.

Sahte parayı, dolaşıma koymak için ülkeye sokmak, almak, kabul etmek, sürmek; 197.

maddenin 1. fıkrasındaki suçu oluşturur.

5237 sayılı Kanunun 197/2. maddesindeki suçun maddi öğesi; sahte parayı, bu durumunu

bilerek kabul etmektir.

Manevi öğe; Sahte parayı, sahte olduğunu bilerek alma, kabul etme bilinç ve iradesidir.

_______________________________________________________________________________________________

3. (a) 5237 sayılı (Yeni) T.C.K. madde 197/3: 3 aydan 1 yıla kadar hapis.

(b) 765 sayılı T.C.K. madde 320: (15. madde gözetilerek) 7 günden 6 aya kadar hapis

veya 50 liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası; ( Suç tarihine göre 765 sayılı Kanunun 19.

maddesi ile 3506 ve 4421 sayalı Kanunlarda öngörülen artış oranı uygulanır), para cezası dolaşıma

sürülen paranın 5 katından az olamaz.

Her iki madde tam olarak birbirinin koşutudur. Maddi ve manevi öğeleri aynıdır.

Maddi öğe: Sahte olduğu bilinmeden kabul edilen paranın (sonradan, bu niteliği öğrenildiği

halde) bilerek dolaşıma konulmasıdır.

Manevi öğe: Sahteliğini sonradan öğrendiği parayı, dolaşıma sürmek suretiyle elden

çıkarmak bilinç ve iradesidir.